Ali İhsan ÖZER

1952 - 30 Aralık 1980
 


1952'de Malatya'da doğdu. Ankara Eczacılık Fakültesi'nde askeri öğrenci olarak öğrenimini sürdürürken, politik faaliyetleri nedeniyle disiplin kurulu kararıyla okulla ilişkisi kesilince bölge çalışmalarına katıldı. Beşevler bölgesindeki faşist işgalin kırılması mücadelesinde aktif rol oynadı.

1975 sonlarına doğru Demir Çelik fabrikasında sendikal ve siyasal çalışmalar yürütmek üzere İskenderun'a gitti. O dönemde devrimci hareketin bu bölgedeki örgütsel ve siyasal faaliyeti henüz çok yeni ve cılızdı. İsdemir'deki zayıf Maden-İş örgütlenmesinin karşısında Çelik-İş bünyesinde örgütlenen faşistlerin etkinliği ve saldırıları sürüyordu. İlerici ve demokrat işçiler, sendika temsilcileri faşistlerce dövülüyor, kimi bıçaklanıyor ve işyerinde baskı ve terör estiriliyordu. Bunların ardından tazminatsız işten atılmalar ve atılanların yerine faşist ve gerici militanların işe alınmalarıyla birlikte tüm tesislerde MHP egemenliği hızla güçleniyordu. İşyerlerine Cumhuriyet gazetesi bile giremez olmuştu.

Ali İhsan Özer, 1976'da İsdemir'de işe başladı. İlk yaptığı iş, yanında Cumhuriyet Gazetesi taşımaktı. Daha sonra da fabrikadaki demokrat ve ilerici insanlarla ilişkileri geliştirip çekirdek bir yapı örgütleyerek fabrikadaki DİSK ve Maden-İş örgütlülüğü bünyesinde siyasal çalışmalarını yoğunlaştırdı ve burada devrimci bir çevre oluşturdu. Bu arada işçilerin oturduğu gecekondu bölgelerinde, Payas, Dörtyol, Osmaniye ve İskerıderun'da da örgütlenme çalışmalarına katıldı, bu yörelerdeki devrimci mücadelenin gelişmesine aktif katkıda bulundu.

Bir arkadaşı anlatıyor:

"Büyük küçük demeden her türlü işi yapan Ali İhsan'la İstanbul'daki 1 Mayıs 1977 (Kanlı 1 Mayıs) mitingine bir grup arkadaşla birlikte katılmıştık.
"Senin iri yarı cüssen olmasaydı, 1 Mayıs'ta öldürülmüş olurduk" diye takıldığımız Ali İhsan, o iriyarı gövdesinin altında ince bir ruh taşırdı. Öyle doğal ve özveriliydi ki... Özellikle insan ilişkilerinde, dert dinlemesinde ve insanların dertlerini dinleyip paylaşarak çözümler üretmesindeki farklılığı onu mahallelerde, gençlik ve iççiler arasında öne çıkarırdı."

Ali İhsan Özer, 1980'e kadar İskenderun'da kaldı, harekete yeni pek çok kadronun kazanılmasında önemli katkıları oldu. 12 Eylül'den kısa bir süre önce Gaziantep'e gönderildi.

30 Aralık 1980 günü Ali İhsan Özer ve Veysel Güney kaldıkları evde polis ve asker tarafından kuşatıldıklarında direnmeyi seçtiler. Çıkan çatışmada Ali İhsan Özer öldü.

Bir arkadaşından Ali İhsan Özer'e:

İskenderun'dan Antep'e bir yel eser
Ilgıt ılgıt türküsünü söyleyerek insanlığın
Ve serpmek için tohumlarını özgürlüğün
Durulur yel, durulur zaman
Düşer canımız, düşer Ali İhsan'ımız Gözlerimiz yanar, kor olur
Dökülmesin göz lerimizden yaşlar
Dökülmesin!
Öfkeye dönüşsün
Silahlarımızdan kan kusan mermiye
Dağdeviren yumruğumuza
Gözlerin Ali İhsan gözlerin
Açık gitmesin.
Dostların var geride silahını alacak
Seni katledenlerden hesap soracak
Ant olsun!
Canımız, Ali İhsan Özer'imiz.


Biradım Dergisi Web Grubu 2003-2004 email: web@devrimciyol.org